SOSYAL MEDYA VE SOSYAL MEDYA EĞİTİMİ NEDEN ÖNEMLİ




Geçtiğimiz hafta Afyonkarahisar Gazeteciler Dayanışma Derneği ve Basın Yayın Enfermasyon İl Müdürlüğü’nün ve Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesiyle işbirliği yaparak Zafer Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle düzenlediği “Sosyal Medya Uzmanlığı Sertifika Programı”nın ilk hafta dersleri verildi.

Programda dersleri veren değerli hocalarımızın, öğretme yönünde, öğrenmek için orada bulunan bizlerden daha heyecanlı ve istekli olmaları, bizleri de motive etti, konuya karşı ilgimizi arttırdı doğrusu.

Hiç şüphesiz, dünyada ve ülkemizde, geleneksel medya dediğimiz televizyon, gazeteler ve diğer basın yayın organları etkisini ve gücünü (tamamen kaybetmese de) sosyal medya dediğimiz “sosyal ağlara” “sanal medya”ya bırakıyor.

İnsanlar, Facebook, Twitter, Youtube, bloglar gibi sosyal medya araçları vasıtasıyla duygu ve düşüncelerini, resimlerini, çalışmalarını, videolarını, hatta özel yaşamındaki kendisi açısından önemli gelişmeleri kolaylıkla diğer insanlarla paylaşıyor. İnsanlar, kontrolsüz ve denetimsiz bu alemde bir nevi ruhsal “boşalma” yaşıyor.

Ve, sosyal medya organlarının ortaya çıktığı zamanlarda olayı ciddiye almayan bir çok ünlü, anlı şanlı marka da artık sosyal medyayı etkin olarak kullanıyor, milyonlarca insana, binlerce müşterisine bu ortamlardan ulaşıyorlar.

Arap Baharında, özellikle Mübarek’in devrildiği Kahire’deki Özgürlük Meydanı organizasyonlarında Facebook ve Twitter üzerinden yapılan etkili propaganda ile nelerin yapılabildiğini, nihayetinde sosyal medyanın gücünü gördük.

Dünya’da online nüfusun yüzde 62′si, Türkiye’de ise yüzde 79′u sosyal medyayı kullanıyor. Hatta bu yüzde 79′un yarısı bir sosyal ağa her gün mutlaka bakıyor, ne var ne yok bir kontrol ediyor.

Sosyal medyanın müdavimi olan insanlar, daha çok haber okumak, arkadaşlarının paylaşımlarını incelemek, kendisi bir şeyler paylaşmak, yarısına yakını ise oyun oynamak için bu ortamları kullanıyor.

Sosyla medyayı artık herkes kullanıyor. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı, çok başarılı ve profesyonel bir Twitter kullanıcısı. Hakeza, diğer ülkelerin devlet başkanları da özellikle Twitter’i uzman ekipleri ve danışmanları ile kullanıyor. Siyasi partiler ile siyasi parti liderleri de, “geniş halk kitlelerine bedava reklam ve propaganda imkanı sağlayan” sosyal medya ortamlarını artık profesyonel danışmanlar yardımıyla etkili ve verimli kullanmaya çalışıyorlar.

Diyebiliriz ki, eğitim seviyesi, mesleği, yaşı vs. ne olursa olsun artık herkese yakınımız sosyal medyayı kullanıyor. Kimimiz düşüncelerimizi, yaptıklarımızı, çalışmalarımızı, ürünlerimizi paylaşmak için, kimimiz markamızı tanıtmak ve propaganda yapmak için, kimimiz oyun oynamak için, kimimiz amiyane tabirle kakara kikiri yapmak, kriz kırmak için…

Türkiye’de toplam 30 milyonu aşkın, 15 yaş üzeri ise 20 milyon civarı Facebook kullanıcısı var. 15 yaşından küçük olan 10 milyon gibi çok büyük bir kişi de  Facebook kullanıyor… Nüfusumuzun yüzde 40′ına yakın bir bölümünün Facebook hesabı olduğu belirtiliyor. Bunların bir kısmının sahte ve deaktif olduğunu düşündüğümüzde bile ülkemizde en az aktif olarak 25 milyon’un üstünde kişinin  bir sosyal paylaşım sitesini kullandığını, takip ettiğini söyleyebiliriz.

Bu çok büyük güç, bu kontrolsüz bir güç, “bomba gibi!..”

Maalesef, kolayca gaza gelen, yönlendirilen, manipülasyonlara açık, araştırmayan, her duyduğuna; fotomontaj olma ihtimali bile bulunan fotoğraf ve videolara bile kolaylıkla inanabilen, kolayca ikna edilebilen,  kritik analitik düşünemeyen, nihayetinde kolayca tahrik olabilen bir toplumuz.

Bu durumda, kontrolsüz ve denetimsiz bir şekilde etkisini gittikçe arttıran sosyal medya olayına, sosyal medyanın kullanılmasına ilişkin eğitimlere daha çok önem verilmeli diye düşünüyorum. Bilhassa otokontrol mekanizmasını kullanamayan, kritik analitik düşünme becerisini edinemeyen ve eğitimsel olarak gelişmekte olan toplumlar için “sosyal medyayı kullanma” eğitimi çok önemli.

Önce sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanmak zorunda olan markalar ve basın yayın emekçiler, sonra okullarda  eğitimin bizzat içinde olan eğitim yöneticileri ve eğitimciler, en nihayetinde sosyal medyayı en yaygın olarak kullanan öğrenci kitleleri ve gençler mutlaka planlı bir şekilde “sosyal medya kullanma eğitimi” görmelidirler.

Bu vesileyle, Afyon’da bir ilki gerçekleştirerek çok doğru bir konuyu seçerek değerli basın mensuplarına “Sosyal medya” konusunda sertifikalı ve ciddi bir seminer projesini planlayan ve düzenleyen AGD yöneticilerine, sayın Mehmet Abdioğulları’na, Basın Yayın Enfermasyon Müdürlüğü yetkililerine, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi yönetimi ile İzmir’den şehrimize, bilgi ve birikimlerini bizlere aktarmak amacıyla büyük bir şevk ve heyecanla ders vermeye gelen değerli öğretim üyelerimize teşekkürler ediyorum. Ayrıca, bu projeyi destekleyen Zafer Kalkınma Ajansına şükranlarımı sunuyorum.

Sosyal medyayı, kendimiz ve tüm insanlığın yararına kullanabilmek için; sosyal medyayı markamızın ve ürünlerimizin geniş halk kitlelerine daha etkili ve verimli bir şekilde tanıtımını yapabilmek için; sosyal medyada ortaya çıkabilecek manipülatif ve yönlendirme hedefli paylaşımları tanımak ve kolayca inanmamak için; sosyal medyayı güvenli, etkili ve verimli bir şekilde kullanabilmek için; ve yasal olarak zor durumda kalmamak için hepimiz bu eğitimlerden geçmeliyiz.

Bu tip seminer ve eğitim projelerinin, bilhassa “sosyla medyanın kullanımı” konusundaki eğitimlerin diğer resmi ve özel kurumlara örnek olmasını dilerim.


www.idrisozek.com
idrisozek@gmail.com
facebook.com/idrisozek
twitter.com/idrisozek
idrisozek.blogspot.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mücadele ruhu...

Okulun "iklim"i olur mu demeyin!.. Başarıyı o belirliyor...