Münakaşa, muhabbeti zedeler!..



Münakaşa: En az iki kişi arasında meydana gelen, kuralları olmayan, kontrolsüz fikir tartışmasıdır. Münakaşalarda ısrar ve inat vardır, kişilerin doğrusu kendisinedir, karşısındaki kişi ya da kişilerin fikri iki taraf için de önemli değildir.
Geçtiğimiz Perşembe günü merhum Esad Coşan Hocamızın hadis sohbetini izlerken günümüzü ne kadar güzel özetlediğini ve anlattığını gördüm, oldukça da etkilendim.
Hocamız, sohbetinin başında naklettiği hadisi şerifi o kadar tatlı, o kadar nezih bir üslupla anlattı ki… Allah ondan razı olsun, Allah rahmet etsin…
“Kişi sevdiği bir kardeşiyle münakaşaya girmesin.” Hadisi şerifini okudu, sonra “birbirinizle münakaşaya girmeyin, çünkü münakaşa muhabbetinizi zedeler” dedi. Arkasından, Mehmet Zahid Efendi’nin meşhur “Arkadaşlık pekey (peki, tamam) demekle kaimdir” sözünü hatırlattı.
“Hocamız derdi ki; “Bir arkadaş bir arkadaşa hadi gidelim dediği zaman nereye demek olmaz. Nereye demeyeceksin, kalkıp gideceksin, arkadaşlık budur işte…” sözleriyle konuyu bitirdi…
Herkesin, birbirini dost, kardeş, yaren, sırdaş bilenlerin tartışma ve münakaşa altında boğulduğu, gıybet, dedikodu ve hakaretlerin havada uçuştuğu tam bir ahir zaman özelliklerinin yaşandığı zor günler yaşıyoruz. Bu zor günlerde bizlere düşen en basit görev, rahmetli hocamızın kısa ikazlarıyla “birbirinizle münakaşaya girmeyin, çünkü münakaşa muhabbetinizi zedeler” olmalı.
Maalesef zaman zaman aciz bir kul olan bizler de (kendi şahsım da) nefsimize uyup, dostlarla, arkadaşlarla, kardeşlerle “münakaşa” tuzağına düşüyoruz, yanlış yapıyoruz, hem kendimizi, hem de münakaşaya girdiğimiz muhataplarımızı, kardeşlerimizi ateşe atıyoruz…
   Yanlış yapıyoruz…
Yanlış yaptığımız zaman birbirimizi de uyarmıyoruz, uyarmayı bırakın tartışmanın heyecanı, nefsimizin ve şeytanın tahrikleriyle hararetleniyoruz; durmadan münakaşayı ilerletip muhabbetimizi, dostluklarımızı, kardeşlik duygularını zedeliyoruz…
Malik bin Enes R.A. anlatıyor; “Münakaşanın dinde yeri yoktur. Münakaşa kalpleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur. Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör…”
Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik. Buyurdu ki:
“Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem…”
Sözlerimi, sözlerin en güzeliyle, Peygamber Efendimizin hadisi şerifiyle bitirelim; “Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir…”
İDRİS ÖZEK / Afyonhaber’den…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mücadele ruhu...

Okulun "iklim"i olur mu demeyin!.. Başarıyı o belirliyor...